Otomobilin Tarihsel Gelişimi

Otomobilin Tarihsel Gelişimi

İcadı, dünya tarihini tamamı ile değiştiren ve hayatın her alanında kullanılan otomobiller, en basit hallerinden bugünkü durumlarına gelene kadar yoğun bir gelişim sürecine tabii tutulmuşlardır. Gelişmiş otomotiv firmalarının profesyonel araştırma – geliştirme departmanları sayesinde her geçen gün yeni bir teknoloji ile buluşan arabalar, daha güvenli, konforlu, ergonomik ve çevre dostu olma yolunda emin adımlar ile ilerlemektedirler.

Otomobil kelimesinin kökeni yunanca ve Latincede “kendi kendine hareket eden “ anlamına gelen ve Fransızcaya “ automobile “ olarak geçmiş kelimeden gelmektedir. Tam kelime anlamı, kendi kendini taşıyabilen motorlu ulaşım aracı olarak özetlenebilmektedir. Ortaya çıkan ilk motorlar atsız taşımayı temsil ettiklerinden dolayı güçleri beygir cinsinden ifade edilmiş ve günümüzde de halen bu şekilde kullanılmaktadır. Günümüzün gelişmiş otomotiv sektöründe araçlar kullanılacakları yol tipi, taşıyacağı kişi kapasitesi, motor tipi ve benzer özelliklere göre ana başlıklara ayrılmaktadırlar. Aynı zamanda aracın genel hatları ile dış görünüşü de farklı isimlendirmeler ile anılmakta, böylece benzer tasarımda bir araç satın alacak kişiler arayışlarını daha etkin olarak yapabilmektedirler. Bu kasa tiplerinin en çok kullanılanları station wagon, convertible, hatchback, coupe ve sedan olarak sıralanabilir.

Tarihte ilk otomobil 1670’li yıllarda Çin’in başkenti Pekin’de imparator için Civit misyoner Ferdinand Verbiest tarafından yapılan ufak buharla çalışan bir oyuncaktır. 1679 ilâ 1681 yılları arasında yapıldığı tahmin edilen araç dünya tarihini kökünden değiştiren bir gelişimin de başlangıcı olmuştur. 1680 yılında Christiaan Huygens tarafından hazırlanan içten yanmalı ilk motor, herhangi bir araçla kullanılır durumda olmasa da pistonları barutun patlaması ile hareket eden ilk makine oldu. Günümüz motorlarında kullanılan sistemin oldukça basit bir versiyonu olan bu motor, kapalı bir alanda bulunan kayabilir pistonun, barutun yanmasından elde edilen basınç ile hareket etmesini sağlıyordu.

Yıllar ilerlemeye devam ederken 1698 yılında İngiliz Thomas Savery dünyanın bilinen ilk buharlı makinesini icat etti. Bu noktada bir süre duraklama dönemine girilirken 1769 yılında yine başka bir İngiliz olan James Watt, uzun saatler boyu çalışabilen buharlı makinenin icadını gerçekleştirdi. Hiçbir ek müdahaleye gerek kalmadan kendi başına hareket sağlayabilen ilk araç yine 1769 yılında Fransız bir mühendis ve asker olan Nicolas Joseph Cugnot tarafından meydana getirildi. Bu olayı takip eden yıllarda ise Oliver Evans isimli bir Amerikalı yolcu taşıma amacı güden ilk aracı üretmiştir. Uzun yıllar boyu devam edecek buharlı otomobil furyasının ilk adımı İngiliz Richard Trevithick tarafından atılmıştır.

Buharlı otomobil ve araçların gelişimi sürerken, günümüzde kullanılan içten yanmalı motorların temel çalışma prensipleri 1824 yılında Fransız mühendis Sadi Carnot tarafından tartışmaya açıldı. Mühendisin ilgi alanı olan dizel motorlar, gelecekte en çok tercih edilen motor türlerinden birisi olacaktı.

Birkaç kişi taşıyan otomobiller artık bir hayal olmaktan çıkmışken 14 yolcuyu taşıyabilen ve tamamı ile buharla hareket eden otobüsler 1830 yılında sokaklardaydı. İngiltere’de hızla gelişen otomobil sektörü 1860 yılında çıkan zorlayıcı yasalar ile bir miktar sekteye uğrasa da 1896 yılında yapılan değişiklikler ile birlikte gelişim kaldığı yerden devam etti. Yine 1860 yılında hava gazı ile çalışmasını sürdüren ve ticari anlamda üretimi ve kullanımı uygun olacak ilk motor Jean Joseph Etienne Lenoir isimli Belçikalı bir mühendis tarafından üretildi. Bunu izleyen iki yıl içinde de Alphonose Eugêne Beau de Rochas isimli bir Fransız, dört zamanlı çevirim metodunun ana başlıklarını dünyaya açıkladı.